6 Şubat 2013 Çarşamba

BİR EL TUTMAK


            Küçücük bir ordudur; dev taneler arasında yaratılan bir nesne, büyür gelişir, aynı zamanda acayipleşir adaletin peşinden koşarcasına. Girer ve dünyamı değiştirir bir mumun alevinin hiç sönmezcesine ve büyür bir çığın ardında kalan dimdik duran mutlu evlere bakarcasına.
             Ardı arkası kesilmeyen bir yoldur bu.Süreklidir ne zaman biteceği bilinmez, bittiği kabul edilmez, sadece varsayılır. Mutlu olmak için yaşadığım onca yılı, bu süreklilik alıp götürdü. Yerini doldurduğu nesnedir bu, taneleri kuşatarak savaşa hazırlayan.
             Tanrım aşk mıdır bu? Beni benden alıkoyan sürekli içimde yaşayan ve asla kopmayan. Bu nesne midir? Elimde tuttuğum ve aklımdaki sözcükleri somutlaştırırcasına yazdıran. Bu gurur nerdedir peki? sürekli düşünmemi ve aramamı engelleyen. Niçin her gün, her saat aranır? ve "tam buldum." denir. Bir bakmışsın " Her gün konuşmaya alışık değilim." diye bir söz, geniş bir duvar örmüştür zamanın karşısında. " Daha önce nerdeydin niçin aramadın be ey adaletin peşinden gitmek isteyen dev tane ..." Of o zamanlar pek bir uğrardı yanıma gurur ve sürekli düşünmemi sağlardı, düşündükçe aramamı engellerdi ara verilmiş zamanın arkasındaki gurur. Nasıl aranmazdı, nasıl düşünülmezdi ki hayatta tek sebebin olmuş ve seni büyütmüş dev alev. Evet büyüdüm artık. Hesap sorabilecek kadar değil belki ama içimde sürekli yaşayan taneyi yaşatacak ve acayipleştirecek kadar.
              Ara verilmiş yazların arkasından dolaşıp geçecek bir sevgi midir bu? Yoksa bir fırsat mı? Yok yok o kadar basit olamaz. Daha önce kabul edilmedim ki ben, ara verilmiş dağın yamaçlarının ardında kalan bir fırsat olsun. Hem şimdi niye kabul edilim ki. Süreklilik hariç her şeyin değişmesinden başka ne değişti, hayatımda? Hayatım umutsuzluk olmuşken umuda doğru yolculuk niye? Sevgim tek yöne bakarken karşılıklı sevgi aramak için hareket etmemem niye? Onca sene olmamışken içimdeki yaşattığım taneyi atmamam niye? Oysaki benim tek hayalim vardı, bir el tutmak.
                                                                                                Adnan KÖROĞLU