1 Ocak 2013 Salı

SON DURUM RAPORU



Israrlı savaşlar uğruna barışı sağlamak için sadece aracı olabilirim ben…o da yazıma devam etmemi sağlayan ısrarlar yardımıyla.

            Bu savaşları kazanma ve ya kaybetme uğruna her şeyin ortaya konulduğu savaşlardan değil. Ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışan, güçlü olanın sırrını kabul etmeye çalışan ve asıl meselenin ne olduğu hiç bulunamayan savaşlardan. Bu savaşa hazırlanırken bazen son savaşa hazırlanırmış gibi davranırsın, bazen ise teknolojik satranç stratejilerinden yararlanırsın.

             Israrı kazanmak için önündeki en büyük engel, tıpkı korumasız bir kışlaya saldıracak askerleri durduran “ Dur kimdir o? “ diyerek nara atacak bir nöbetçinin olmaması yüzünden hiç beklemediğin bir yerden ve aniden darbeyi yemendir. O, öyle bir darbedir ki tam “tamam” dersin ama tek bir söz, tek bir hareket, sadece tek bir sebep yolunu bulup akan nehirler gibi alıp götürür, senden. Sen tüm bunlara rağmen yine de “olsun be” dersin. Bu sefer de gerçeğin ta kendisi yüzüne çarpar. Aşk sarhoşu olup durursun.

            Bilinmezlikler diyarındaki gizemi çözmeye kalkışmak ise en büyük hatan olur, ısrar savaşında. Kendimiz olmayı istemek yerine aldanırsan geçmişe, güçlüye ve tam direnmeye başladığın anda bir tokat gibi çarpar diğer insanların hayatı; başka çare kalmayınca ölerek uyumaya isyan edersin bir gün, hayır hayır hergün… İşte kanıt.

           Gününün geçtiğini anladığında çok geç olduğunu anlaman uzun sürmez ama yine beklersin sabredersin. Bu sabır bir şeyleri yapma arzusunun kırıldığı için değil, ne yapacağını bilmediğin için hiç değil. Bu sabır sadece beklemekten, sadece beklemekten. Yanlış zamanda sabrettiğini anladığın zaman ise zaman istersin, biraz zaman için neler verilmez ki ama sen zaten bekleyerek harcamışındır zamanı. İşte şimdi zaman kısıtlı olsa da, zorluklarla karşılaşılsa bile, tüm bunlara ayak uyduramasam bile yazılar savaşına, barışın savaşına hazırım, hazırlarım.

            Yazarın seyir defterinden bir alıntı: yazılara devam etme kararı alınmıştır.
                                                                                                         Adnan KÖROĞLU

1 yorum:

  1. savaşların adamı,
    bu metni okuyunca da inan çok mutlu oldum. soğuk kış öğleden sonrasında uyuklayan zamanı ayaklandıran kar tanelerinin heyecanını görür gibiyim satır aralarında. =) hem uzun zamandır senden yeni pasajlar gelmiyordu, hem de üstüme alınır gibi oldum; yazmak için bileyici bir meydan okuma olarak ya da ne bileyim teşvik veya farkında olmadan oluşan bir heveslendirme olarak; kendimce takılıyorum anlayacağın :p



    YanıtlaSil