14 Ekim 2011 Cuma

BEN GERÇEĞİN TA KENDİSİYİM

         
            İnsan dediğin nedir ki? Gerçek midir? Gerçekliği nasıl kanıtlanabilir? Kanıtlanamayan hiç bir hipotezin kesinlik taşımadığını öğrenmiştik. O zaman gerçek kanıtlanamazsa kesin değildir, kanıtlanırsa kesinlikle vardır.
           Şimdi düşünüyorum da gerçek olanı değil , gerçeğin kendisini nasıl ispatlarım diye; ama bu evrenin başlangıcını araştırmak gibi...

            Öncelerde izlediğim bir film; Matriks... İnsanları kontrol eden  bir bilgisayar programı olduğunu anlatıyordu. Kendi başına bir felsefe yaratmıştı bu film. İşte" İnsan acaba gerçek mi?" sorusu bu filmden sonra herkes tarafından sorulmaya başladı.

             Benim hipotezim başka. Gerçek olmayan  insan değil de ya gerçeğin ta kendisiyse. Kasttettiğim  hayat değil, evren hiç değil.... Benim kasttettiğim sadece kelime olarak gerçek, mana olarak gerçek, cümledeki gerçek. İşte bunu ispatlamanın tek yolu kişinin kendisidir, bence.
            Kendin varsan, hayat varsa, evren varsa gerçek de vardır.

                                                                                                                               Adnan KÖROĞLU

7 yorum:

  1. ara ara insanın neyi nasıl algılamak isterse o şekilde algıladığını, onu o şekilde kabul ettiğini ve kendinden sonrakilere de onu kendi algıladığı şekilde algılatmaya çalışırken bunu başardığını ve bunun bir zincir gibi devam ettiğini düşünürüm. "iyi-kötü","güzel-çirkin", "doğru-yanlış" kavramları(mız)zaten zincirin demirinde dövülmüş, onları hiç katmasak da olur; şekiller, renkler, ışık ve hissetmek gibi şeylere sıra gelince iş biraz ölçü değiştiyor gibi. hani hangisi neye, kime göre gerçek? ya hepsi hikayeyse? kelime olarak gerçeği, gerçekliği sallantıda olan şeylere yapıştırıyor olabiliriz. yani gerçek, gerçekte gerçeği ifade etmiyor olabilir. ya gerçek olduğumuza ve herşeyin gerçek olduğuna inandırılmışsak? biz, hayat, evren... varsak? peki neye göre? bize ait olamayan manevi anlamların, bize ait olamayan ve asla keskin çizgilerle netşemeyecek biçimlendirmelerin tesiriyle mi?

    YanıtlaSil
  2. "Düşünüyorum o halde varım" Deskartes bu sözüyle düşüncenin varlığından yola çıkarak varlığa, reel olana vurgu yapmıştır.
    Düşünceye duygu katayım ben de dedim; sen varsın, var olduğunu söylüyorsun, gerçeksin,benim yaşantımda da varsın, iyi ki varsın, seviliyorsun hem de çok, kendin varsan hayat da var gerçek var, dostlar da var sevgi deeee...
    GÜNAY

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Sasely gerçeği gerçekliği sorgularken "kime göre, neye göre?" demişsin ya hani, ve de "ya hepsi hikayeyse? diye sormuşsun gerçek olan gerçek değilse diye de sorgulayabiliyorsak hikayeler gerçek olaylar ya; bu da bizim hikayemiz: gerçeğiz, varlığımızı sorguluyoruz hikayemiz gerçeğin ta kendisidir!
    Günay

    YanıtlaSil
  4. "Kesin olan bir şey var.

    Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.

    Şüphe etmek düşünmektir.

    Düşünmekse var olmaktır.

    Öyleyse var olduğum şüphesizdir.

    Düşünüyorum, o halde varım.

    İlk bilgim bu sağlam bilgidir.

    Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim."
    Decartesin bu ispatından yola çıkarak ben gerçeğin ta kendisiyim

    YanıtlaSil
  5. evet, hikaye yanlış seçilmiş bir kelime. yorumu yazarken hikayeyi bahsettiğiniz yönden düşünmemiştim ve masal, demek istediğimdeki anlam bocalamasını toparlayacak gibi. =)
    ve buna göre bu bizim masalımız, ne derece gerçeğiz ve ne derece var olan varlığımızı sorguluyoruz diyebilir miyiz? =)

    YanıtlaSil
  6. yukarıdaki resimlerin hepsi güzel ama hangisi gerçek?

    YanıtlaSil
  7. hiçbiri çünkü gerçeklik dışarda değil insanın kendi içindedir

    YanıtlaSil